19 Mayıs 2019 Pazar

Cunda enginarına güzelleme



Bahar Cunda’da biraz da enginar demek… Adada 15 yıldır annesiyle Ayna restoranı işleten Ezgi Güven’in 40 Gün, 40 Enginar adlı kitabı da bu şifa kaynağı bitkiye adanmış



Rivayet şu ki Girit’ten gelenler yanlarında bir kök enginar da getirir. Evlerin bahçelerine ekilen o enginarlar yeşerir, çoğalır ve sofraların özel lezzetlerinden biri olarak varlığını sürdürür. Doğanın bu şifalı bitkisinin Cunda’nın peyzajında en az zeytin ağaçları kadar dikkat çekici bir yeri var. Adanın hem merkezindeki bahçeler hem de Pateriça adı verilen kesimindeki enginar tarlaları nisan ve mayıs aylarında şölene dönüşür. İstanbul’un irice Bayrampaşa enginarına oranla daha küçük ama lezzetlidir. Adalılarca sakız ya da İtalyan enginarı diye adlandırılır. Cunda’daki bazı eski Rum binalarının kapılarının, duvar taşlarının üzerinde enginar yaprağı figürüne de rastlanır.
Bundan 15 yıl önce emekli öğretmen olan annesi Nihal Sayın’la Cunda’da Ayna adlı restoranı işletmeye başlayan Ezgi Güven için de enginarın anlamı büyük. Henüz ilkokul öğrencisiyken bir gün okulda Can Dündar’ın Sarı Zeybek belgeselini izler. Eve geldiğinde annesine belgeseli anlatırken ‘’Atatürk ölmeden önce enginar yemek istemiş ama bulup getirememişler’’ diye ağlamaya başlar. Trabzon’da doğan, iki yaşından itibaren İstanbul’da yaşayan Ezgi Güven, Akademi İstanbul’da Ses Mühendisliği Bölümü’nden mezun olur. 2005 yılında da Cunda’ya yerleşir ve ‘yeme, içme, oturma yeri’ konseptiyle kapısını açtıkları Ayna’nın mutfağına girer. Zeytini, zeytinyağı, çeşit çeşit otları, balığıyla adanın doğayla içe olan zengin yemek kültürüne hayranlık duyar. Sarımsak taşlı, yüksek tavanlı eski bir Rum binası olan mekanlarına gelenleri, evlerinde misafir ağırlar gibi karşılarlar. Cundalılar da onları kısa sürede benimser, destekler.

Blogdan kitaba

Ezgi Güven iki yıl önce internette bir blog açarak bir tür Ayna’nın günlüğü niteliğinde yazılar paylaşmaya başlar. Mutfakta her gün neler olup bittiği, keşfettikleri otlar, menülerine giren yeni yemekler, pazar hikayeleri, gelip gidenlerle sohbetlere yer verir. Bahar gelince de sağlık uzmanlarının bağışıklık sistemini güçlendirip, karaciğeri temizlemesi için 40 gün yenilmesini önerdikleri enginarlı yemekler yapar; 40 gün, 40 ayrı tarifi pişirir. Yıllardır kendi mutfaklarında hazırladıkları enginarlı yemeklere Cunda ve Ayvalıklı dostlarının, şeflerin tarifleri, yöreye özgü pişirme yöntemleri de eklenince ortaya çok zengin bir belge çıkar. Ayvalıklı yazar Feyza Hepçilingirler’in önerisiyle bu birikim bir kitaba dönüşür.
Ezgi Güven’in kaleme aldığı ve geçtiğimiz ay Kırk Yayınevi tarafından yayımlanan 40 Gün, 40 Enginar / Ayna Cunda Günlüğü’ndeki yemek fotoğraflarını ise Gülbin Eriş çeker.
Enginarın çok bilinen tariflerinin yanı sıra kitapta okurun belki de ilk kez karşılaşacaklarının sayısı çok daha fazla; enginarlı sulu köfte, enginar musakka, enginar çorbası, enginarlı erişte, köy tavuklu enginar, enginar pate, enginar caciki, enginarlı pizza, hatta enginarlı ekmek bu şaşırtıcı tariflerden sadece birkaçı… 40 ayrı günün tarifinin yanı sıra kitapta ayrıca o tarifi kimin verdiği, o gün mutfakta neler yaşandığına dair renkli notlar da yer alıyor.

Cunda ilham verdi

‘’Bizim için yemek karın doyurmaktan çok yaşadığımız bölgeye hakkını vermek. Cunda ve Ayvalık da bize ilham verdi’’ diyor Güven; ‘’Büyük şehirlerde sofralar zarafetini unutuyor gibi.. Oysa bahar ayları bir mucize… Yeşilin her biri ayrı tonda olan yemyeşil sofralar hazırlanıyor. İzvinya otu, çağla, hindiba, enginar… Hepsi mucize yiyecekler. Enginar nisan ve mayıs aylarında çıkar, ömrü kısadır. O kadar da güzel bir bitki ki ben mutlaka bu güzelliğin şifa olacağına inanıyorum. Biz de bu iki ayda üreticiden aldıklarımızı tüketiyoruz. Küçük bir miktarı da ayıkladıktan sonra limonlayıp buzlukta stoklarız. Mutfağımızın felsefesi de sağlıklı olmasıdır. Sanki bebeklere hazırlar gibi yemek yapıyoruz. Enginar da mineral açısından zengin, yüksek demir içeriyor ve kanı temizleme özelliği biliniyor.’’
Güven’in bu çeşit çeşit tarifler arasında en sevdiği ise en sade olanı; Cunda usulü enginar. Sadece Ayvalık zeytinyağı, su ve enginarla pişirilen bu tarife enginarın tadı bozulmasın diye soğan bile eklenmiyor.

Yaprakların suyu da faydalı


Emekli öğretmen olan ve Cunda’ya yerleştikten sonra kızıyla Ayna’yı sevilen bir mekan haline getirmeyi başaran Nihal Sayın, nisan ve mayıs aylarında güne enginar ayıklayarak başladığını anlatıyor: ‘’Enginarı bir gün önceden sipariş veririz. Cunda’da büyük sepete ‘köfün’ denir. Enginarlarımız da bu köfünün içinde gelir. Bazı günler 100-150 tane enginarı tek tek ayıklarım. Bir köfün enginarı ayıklamak yaklaşık bir saat sürer. Enginarlı pilavımız da Ayna’nın en sevilen yemeklerinden. Mevsiminde bu pilavı tatmak için gelenler ‘Nihal Hanım enginarlı pilav yaptı mı?’ diye sorarlar. Çok faydalı olduğu için enginarın yapraklarını da haşlayıp suyunu içiyoruz.’’   
(Figen Yanık / 19 Mayıs 2019 / Cumhuriyet)